Şatoları, vampir hikayeleri, efsaneleri ve doğal güzellikleriyle dünyanın en ünlü bölgelerinden biri olan Transilvanya; Orta Çağ dokusunu koruyan pek çok şehriyle her yıl milyonlarca turisti kendisine çekmektedir. Tren ile ulaşımın kolay olması ve şehirlerin birer günde hızlıca gezilebilmesi, Transilvanya turunu oldukça cazip kılmaktadır. Bu yazımda, 12 günde 11 şehrin gezilebildiği tren ile Transilvanya turu hakkında bilgileri bulabilirsiniz.
Giriş
İlk Romanya seyahatimi 2014 yılında yapmıştım. Başkent Bükreş ve Braşov’u gezdikten sonra Türkiye’ye dönmüş, dönmeden önce yanıma hatıra olarak Karpat Dağları‘ndan bir kozalak almıştım. O kozalak yıllarca tv sehpamın üzerinde, gözümün önünde durup yatmıştı.
Kozalağı her gördüğümde aklıma hep Transilvanya geliyordu. Bir gün mutlaka tekrar bu bölgeye gitmeli ve oldukça detaylı gezmeliydim. Sonradan öğrendim kadarıyla tren ile 12 gün süren bir rota varmış. Hemen hızlıca araştırarak, bunu bir gün mutlaka yapmam gerektiğine karar verdim. Ancak pek çoğunuz gibi 9-6 mesaili bir çalışanın, 12 günlük bir seyahati yapması pek mümkün değildi. Bekleyebildiğim kadar bekledim ve sonunda o fırsatı bularak seyahatimi gerçekleştirdim.
Transilvanya
Transilvanya veya Türkçesiyle Erdel, konum olarak Romanya’nın ortasında bulunuyor. Çek Cumhuriyeti’den başlayarak Romanya’ya kadar uzanan Karpatların büyük bir bölümü bu bölgede yer alıyor. Etrafı dağlarla çevrili olduğu için yazları oldukça sıcak, kışları ise oldukça soğuk geçiyor (gezilecek şehirlerin çoğu deniz seviyesinin oldukça üzerinde bulunuyor).
Transilvanya’yı dünyada popüler hale getiren en önemli şey sanırım Bram Stoker‘ın yazmış olduğu Drakula romanı. Osmanlı’nın Erdel Voyvodası Vlad Tepeş‘ten esinlenilerek yazılan roman, vampir tasvirini yaparak popüler kültürde oldukça fazla yer edinmiş. Günümüzde pek çok filme, diziye ve kitaba konu olan vampirlerin yaşadığı bölge Transilvanya olarak bilinir.
Bölgenin etimolojisi ve tarihine bakacak olursak, adından ilk defa 1075 yılında “ultra silvam (ormanın ötesinde bir bölge)” olarak bahsedilmiş. Geçmişte yazılı kayıt tutulmadığından, bölgenin ilk yerleşimcilerinin Daçya Krallığı olduğu, ardından Roma İmparatorluğu’nun bir parçası haline geldiği bilinir. Ancak yazılı kayıt ve yeterli veri olmadığı için, gezilecek şehirlerin çoğunun kuruluş yılı olarak Orta Çağlar kabul edilir. Tarih boyunca Macaristan, Osmanlı, Avusturya ve son olarak Romanya’ya bağlı bir bölge olmuştur.
Bölgenin tarihinden bahsederken Transilvanya Saksonlarını atlamak elbette olmaz. Gezilecek şehirlerin çoğunda Alman Saksonlar yaşamış ve ticaret yapmışlar. 7 Sakson şehri*, kendi döneminde Doğu Avrupa’nın en zengin şehirleri olmuşlar. Para çok olunca, haliyle şehirler de ona göre gelişmiş ve tarihi dokularını her zaman koruyabilmişler.
*Sakson şehirleri: Bistrita (Bistritz), Sebes (Mühlbach), Brasov (Kronstadt), Sibiu (Hermannstadt), Cluj Napoca (Klausenburg), Sighisoara (Schassburg), Medias (Mediasch)
Tren ile Transilvanya Turu
Asıl konumuza dönecek olursak, tren ile Transilvanya turu toplam 12 gün sürüyor ve 11 şehri kapsıyor. Her şeyden önce böyle yoğun bir gezi programına mental ve fiziki olarak hazırlanmak gerekiyor. Çünkü çoğu zaman güneş doğmadan kalkacak, saatlerce tren yolculuğu yapacak, şehre varınca doğruca merkeze giderek gezeceksiniz. Çok yorulacak ve çok acıkacaksınız. Yani 12 gün boyunca kısmen bir “survivor” hayatı yaşacaksınız 🙂 Aşağıda yer alan tur planına bakarken kolay gibi gözükebilir, ancak emin olun iş gezmeye gelince çok yorucu oluyor.
1. Gün: Braşov
Transilvanya seyahati Braşov‘dan başlıyor. Sabah erken kalkarak önce şehir merkezi geziliyor, ardından Drakula’nın şatosunun olduğu Bran Şatosu’na gidiliyor. Akşam tekrar merkeze dönerek, gece burada geçiriliyor.
2. Gün: Sinaia
Braşov’da sabah erken kalkıp, tren ile 1 saat mesafedeki Sinaia şehrine gidiliyor ve tren istasyonunda bulunan emanete valiz bırakılıyor (10 Lei). Ardından yukarıya doğru yürüyerek; önce manastır, ardından Peleş Şatosu ve son olarak teleferikle şehrin en yüksek noktasına (2000m) çıkılıyor. Gezi bitiminde tekrar trene binilip, Sighişoara şehrine geçiliyor.
Ancak Sinaia’dan Sighişoara’ya günde sadece 1-2 tane tren var. Saatlerine bakarak ona göre plan yapmak, veya Braşov’dan aktarmalı gitmek gerekiyor. Yol toplam 4 saat sürüyor.
3. Gün: Sighişoara
Gece saatlerinde Sighişoara‘ya ulaştıktan sonra, ertesi gün öğlen kalkılarak 1-2 saatte kale içi geziliyor. Akşam olmadan trene binilip, 5 saat mesafedeki Cluj-Napoca’ya geçiliyor.
4. ve 5. Gün: Cluj-Napoca
Cluj-Napoca, Transilvanya’nın en büyük şehri olduğu için gezmek 2 gün sürebiliyor. Birinci gün sabah erken kalkarak şehri merkezi geziliyor, akşam Cluj’de konaklanılıyor. Eğer birinci gün gezi bitmezse -ki şehir büyük olduğu için ne kadar gezileceği kişiye kalmış-, ertesi gün de aynı şekilde gezmeye devam ediliyor. Ancak bir günde biterse, ertesi gün Turda Tuz Madenine gidiliyor.
6. Gün: Oradea – Arad
Sırada, seyahatin en yorucu günlerinden birisi var. Cluj’de sabah erken kalkarak trene biniliyor ve 3 saat mesafedeki Oradea şehrine geçiliyor. Burada valizi emanete verdikten sonra, akşam 5-6’ya kadar şehir merkezi geziliyor, akşam trene binilip 3 saat mesafedeki Arad şehrine geçiliyor.
7. Gün: Arad
Sabah erken kalkarak valiz otelde/hostelde bırakılıyor, akşama kadar gezdikten sonra, trene binip 1 saat mesafedeki Timişoara şehrine geçiliyor.
8. ve 9. Gün: Timişoara
Timişoara’da gezmek için 2 gün bulunuyor. Şehir merkezi gezilerek, yemyeşil parklarda bol bol dinleniliyor. 2. günün akşamında, tren ile 6 saat mesafedeki Alba Iulia’ya geçiliyor (okunuşu Alba Yulia şeklinde).
10. Gün: Alba Iulia
Sabah erken kalkılarak kale içi geziliyor, akşam trene binerek aktarmalı olarak Sibiu şehrine geçiliyor (3-4 saat).
11. Gün: Sibiu
Sabah erken kalkılarak Sibiu şehri geziliyor ve akşam tekrar burada konaklanılıyor. Şehirde bulunan müzeler bölgenin en iyisi olduklarından, ertesi günün bir kısmı ayrılıyor veya fazladan bir gün daha konaklanılıyor.
12. Gün: Braşov
Seyahatin son günü tekrar başlanılan nokta olan Braşov’a geçilerek seyahat tamamlanılıyor.
Gezi Notları
12 günlük Transilvanya seyahati bu şekilde. Bahsettiğim şehirlerin çoğu 1 günde rahatlıkla gezilebilecek şehirler. Ancak zamanınız olursa bazılarında daha uzun süre kalabilirsiniz. Ben toplam 18 gün geçirmiştim. Şimdi biraz tren yolculuğundan bahsedeyim.
Tren Deneyimi
Romanya’da trenler oldukça yaygın olarak kullanılmasına rağmen, -neredeyse ülkenin tamamını kapsayan demiryolu ağı mevcut-, bir o kadar eski ve bakımsızlar. Yani en azından Avrupa’nın pek çok şehriyle kıyaslayınca durum böyle. Trenler kalitesiz olunca, haliyle sık sık sorun çıkabiliyor. Şimdi, yaşadığım bir kaç anıyı anlatmak istiyorum.
Yaşadığım en büyük sorunlar her zaman peronlarda elektronik tabelaların olmayışı oldu. Çünkü trenler bazen gecikebiliyor, ben de mecburen tekrar istasyona dönerek peron mu değişti, yoksa rötar mı yaptı diye kontrol etmek zorunda kalıyordum. Bu gidip gelme işlemi istasyonuna göre değişmekle birlikte 5 dakika sürebiliyordu. Hal böyle olunca “ben tabelayı kontrol etmeye giderken tren gelir mi acaba” diye düşünüp duruyordum. Eğer her peronda elektronik tabela olsa, hiç bir şey yapmama gerek kalmayacaktı. Yaşanan gecikmelerden vs. haberdar olabilecektim.
Ayrıca yanlış trene binmemek için her zaman bilet görevlisine biletinizi gösterin. Tren, istasyonda durduğu zaman genelde tam orta kapısında bir görevli mutlaka oluyor. Yaşanan gecikmelerden dolayı aynı saatte, aynı perona gelen trenler oluyor. Yanlış trene binmeyin durduk yere 🙂
Trenlerle ilgili yaşadığım en büyük sorunu, seyahatimi tamamladıktan sonra Braşov’dan Bükreş’e geçerken yaşamıştım. Tren, istasyona gelmiş ve tüm yolcular trene binmişti. Ancak hareket etmedik. Hem de tam 4 saat boyunca boş boş bekledik! Önümüzdeki trenlerden birinin motoru bozulmuş ve bizim tren dahil pek çok tren aynı rayı kullandığı için mecburen beklemek zorunda kalmıştık. Daha sonra ilerledik ve bozulan trenin yolcuları bizim trene bindi. Normalde 3.5 saat sürecek Braşov-Bükreş treni, yaşanan gecikmeden 7 buçuk saat sürmüştü. Yani bineceğiniz tren bozulmasa bile, başka trenlerin bozulmuş olması sizi de yolunuzdan alıkoyabilir.
Bunlar yaşadığım en büyük sorunlardı. Bunların dışında birkaç madde daha ekleyeyim.
- Trenlerin bazılarında klimalar çalışmıyor ve buram buram terliyorsunuz, veya bazılarında çok fazla çalışıyor ve buz gibi donuyorsunuz. Sıcak ve soğuk ihtimalini düşünmek gerekiyor.
- Trenlerin içersinde tuvalet bulunuyor, ancak bazıları iğrenç olabiliyor veya çeşmeler çalışmayabiliyor. Her duruma hazırlıklı olmakta yarar var (ıslak mendil vs).
- Trenler bir istasyona ulaştıktan sonra istisnasız her kapıya birileri sigara içmek için çıkıyor. Eğer sigara içen biriyseniz hiç sorun yaşamayacağınıza emin olabilirsiniz. Üstelik insanlarla kolayca kaynaşabilirsiniz 🙂 Ancak normalde bunun 200 Euro cezası bulunuyor. Bu nedenle kendi başınıza gidip sigara içmeyin, başkalarına katılmaya çalışın.
- Romenler tren içerisinde haşlanmış tavuk dahil pek çok kokulu yiyeceği rahatlıkla yiyebiliyorlar. Batıyla olan kültür farkımızdan dolayı kimse onları yadıgramıyor. Cips mips aklınıza ne gelirse rahatça yiyebilirsiniz. Kimse rahatsız olmaz emin olun.
- Trenlerin çoğunda priz bulunuyor. Ancak bazıları çalışmayabiliyor veya bazılarında hiç olmuyor. Bu nedenle şarj durumuna dikkat etmek ve bu prizlere güvenmemek gerekiyor.
- Ayakta yolculuk yapılabildiği için tren biletlerini seyahatten 1-2 gün öncesinde almaya gerek kalmıyor. Ayakta gitseniz bile boş koltuk buluyorsunuz aradığınızda.
- Tren içerisinde yiyecek-içecek satılmıyor (Bükreş trenleri hariç).
- Başka birisi sizin koltuğunuza oturmuş olabiliyor. Ancak bileti gösterdikten sonra başka koltuğa geçiyorlar.
- Turist olduğunuz için insanlar sizinle konuşmak isteyeceklerdir. Romenler gerçekten çok iyi insanlar. İngilizce bilmemelerine rağmen kelime kelime oldukça keyifli yolculuklar yapmıştım. Benimle resim çektirenler falan olmuştu hatta 🙂
Tren deneyimi genel olarak bu şekilde. Şehirlerin güzelliği bir yana, tren yolculukları da ayrı bir maceralı oluyor.
Bilet Alma
Tren bileti alabilmek için istasyonlarda elektronik bilet makineleri bulunmuyor. Yani en azından bir kaçında var ancak test aşamasında oldukları için stabil çalışmıyorlar. Bu nedenle gişeye gidip almak zorunda kalıyorsunuz. Görevliler İngilizce bilmedikleri için olabildiğince basit olmak gerekiyor. Sadece gideceğiniz şehrin adını söylemek yetiyor. Ardından monitörü size doğru çevirerek saat seçmenizi söylüyorlar. Parmağınızla işaret ettikten sonra bilet fiyatını gösterip veya bir kağıda yazıp, ödemeyi yapmanızın ardından biletinizi kesiyorlar. Oldukça basit olun yani. Toefl falan vermeye kalkmayın, zaten anlamazlar 🙂
Yolculuktan önce ise biletlerinizi her zaman devlet demiryollarının internet sitesinden kontrol edin. https://www.cfrcalatori.ro/ Ben seyahatim süresince tüm tren saatlerini buradan kontrol etmiştim. Gerçekten çok faydalı oluyor.
Özet
Tren ile Transilvanya turu ile ilgili anlatacaklarım bu kadar. Elbette çok daha fazla detaylandırılabilir, fakat bazı şeyleri kendiniz yaşamalısınız. Belki benim yaşadıklarımdan bambaşka olaylar yaşarsınız. Unutmayın, Transilvanya seyahatini unutulmaz kılacak olan şey Orta Çağ şehirleriyle birlikte tren yolculuklarınız olacak. Şimdiden herkese iyi seyahatler diliyorum!
Naciye Biten
13 Şubat 2020Merhaba, Mart sonu Sofya expresi ile Sofyada olacağım. Sofya Bükreş arası, Bükreş Belgrad arası ve Belgrad Sofya arası, yataklı gece treni ile yataklı gitmek isterim fiyat ve saat konusunda bilgşniz varmı